Felsefede Aşkın Ve Içkin Ne Demek ?

DunyaVatandasi

Global Mod
Global Mod
Felsefede Aşkın ve İçkin Ne Demek?

Felsefi literatürde, "aşkın" ve "içkin" kavramları, varlığın ve bilginin doğasını anlamak için önemli terimler olarak karşımıza çıkar. Aristoteles'ten Kant'a, felsefe tarihinde bu kavramlar çeşitli şekillerde ele alınmış ve tartışılmıştır. Aşkın, Yunanca "meta" anlamına gelen "meta" ve "physika" sözcüklerinden türetilmiştir ve "doğanın ötesinde" veya "ötesinde" anlamına gelir. Aşkın, doğanın ve insan bilgisinin ötesinde olan, onları aşan bir gerçeklik veya ilkedir. Aşkın gerçeklikler, duyusal algılama veya deneyimle ulaşılamayacak olan, akıl yoluyla erişilen evrensel ve değişmez gerçeklikler olarak düşünülür. Platon'un İdealar dünyası ve Kant'ın ahlaki yasaları gibi kavramlar, aşkın gerçekliklere örnektir.

İçkin ise, Yunanca "en" ve "tis" sözcüklerinden türetilmiş olup, "içsel" veya "içsel olan" anlamına gelir. İçkin kavramı, bir şeyin kendine özgü doğasını, özelliklerini veya özünü ifade eder. İçkin olan, nesnelerin veya kavramların doğalarına inherent olarak var olan özelliklerdir ve bu özellikler onları tanımlayan ve onlara özgü kılan niteliklerdir. Aristoteles'in felsefesinde, her şeyin kendine özgü bir içkinliği vardır; bir şeyin ne olduğunu anlamak için bu içkin özelliklere odaklanmak gerekir.

Felsefi tartışmalarda, aşkın ve içkin kavramları genellikle birbirine karşıt olarak ele alınır. Aşkın, duyusal algıdan ve değişkenlerden bağımsız, evrensel ve sabit gerçeklikleri ifade ederken, içkin ise nesnelerin veya kavramların özgü doğalarını ve özelliklerini vurgular. Kant'ın "a priori" bilgileri ve "a posteriori" deneyimleri ayırt ettiği şekilde, aşkın ve içkin kavramları da bilginin kaynakları ve doğası üzerine derin bir tartışma sağlar.

Bu makalede, aşkın ve içkin kavramlarının felsefi tarih içinde nasıl şekillendiği, farklı filozoflar tarafından nasıl ele alındığı ve günümüzdeki önemleri üzerine odaklanılacaktır. Ayrıca, bu kavramların bilim, etik ve metafizik gibi farklı felsefi alanlardaki yansımaları da tartışılacak ve felsefi düşüncenin evrimi içinde nasıl bir rol oynadıkları incelenecektir. Sonuç olarak, aşkın ve içkin kavramları, insan bilgisinin sınırlarını aşan evrensel gerçekliklerin ve nesnelerin özgü doğalarının anlaşılması için merkezi öneme sahip felsefi kavramlardır.