Hüzün ve Ayrılık

celikci

Yeni Üye
Süreyya Opera Sahnesi’nde bale izlemek, küçük sahnesine rağmen, büyük zevktir. Salon o kadar keyifli ki insan kendini Viyana’da zannediyor! Çetin Işıközlü’nün birer perdelik iki balesiyle izleyicisiyle buluşan İstanbul Devlet Opera ve Balesi biri neoklasik, oburu çağdaş bale ve Türk kültür dünyası içerikleri ile nerede olduğumuzu hatırlatıyor; Viyana değil İstanbul, Türkiye: “Yunus Mânâ” ile başlayan şov, çok ağır bir içerikte. Hacı Bektaşi Veli, Taptuk Emre, Bacım Sultan üzere karakterlerle “Bana Seni Gerek Seni” melodisi eşliğinde aşk var lakin hangi aşk? Mana arayışı ile sonlanan yapıtta Yunus’u canlandıran Çağatay Özmen hayli başarılı. Oyundan daha sonra arkadaşlarını izlemek için salona gelen Çağatay’ı kutlarken dansı ne kadar sevdiğini hissediyorum. Ne ki gerek müziği, gerek içeriği, gerek kostüm, baleye aşina olmayanlar için güç.


BAHT DEĞİŞMİYOR

Alaz ile Cemre ise mitolojik bir hikayeden hareket etmekle birlikte en azından tasavvufu işlemediği için dansla anlatması fazlaca daha kolay, müziği daha hareketli ve dekor ve kostüm daha iç açıcı olduğu için izlemesi ve anlaması daha kolay olduğundan daha fazlaca alkış aldı. Batur Büklü (Alaz) ve Berfu Elmas’ın (Cemre) sergilediği kavuşamayan âşıkların dansları ise ne kadar hüzün verici. Bir o kadar da dansa elverişli! İster bale olsun, ister müzik, ister sinema, aşk ve ayrılık, vazgeçilemeyen tema; masallar keyifli sonla bitse, Şamanlar sevenlerin mukadderatlarının ayrılık olmadığını görse fallarda? Cemre’nin bir yaralı beyaz kuğu üzere dansı ile göz kamaştırmasına rağmen iki yapıtta de başrollerin baletlerde olduğu, balede pek rastlanan bir durum değil. Çoklukla başroldeki balerinleri kaldırıp indirmekle uğraşan baletlerin bu sefer sahnede acı çekmesi, bana tarihe geçmiş ünlü baletleri ve koreografları anımsattı, Bejart, Nureyev üzere. Gençlerimiz epey başarılıydı ve alkışı hak ettiler. İki yapıtın librettosu ise sanki Ankara’dan üstlerden “Türk kültüründen eserler yazın, biraz tasavvuf da olsun, Şaman da” mı talebi geldi diye düşündürmedi değil.

Genç seyircilere baleyi sevdirmek istiyorsak, yeniye ve sevince daha fazlaca yer versek? Yeni dünyada yeteri kadar dram varken…

Okumaya devam et...