celikci
Yeni Üye
Öğretmenlik Meslek Yasası’na (ÖMY) karşı bir ortaya gelen 15 eğitim sendikası, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) ÖMY’nin yarattığı tahribat ve itirazları” içeren ortak dilekçe sundu.
Dilekçede, ÖMY’nin “öğretmenlerin nitelikleri, atanmaları, bakılırsav ve yetkileri, hakları ve yükümlülüklerini düzenlemediği”, maddeyle düzenlenmesi gereken alanın bakanlıkça hazırlanacak yönetmeliğe bırakıldığı kaydedildi.
ÖMY’nin giriş ve yürürlük hususları çıkarıldığında geriye dört unsur kaldığı aktarılan dilekçede, “Başta öğretmenler olmak üzere eğitim çalışanlarının meslek yasası ile tahlil bekleyen çok önemli meseleleri bulunuyor. Kanunun halihazırda 600 bini aşan işsiz, atama bekleyen öğretmeni, ders fiyatı karşılığında nazaranv yapan, özlük ve ekonomik-sosyal hakları girdikleri ders ile hudutlu, mesleksel garantileri bulunmayan fiyatlı öğretmenleri, güvencesizlik tehdidi altında hizmet sunan kontratlı öğretmenleri, özel rehabilitasyon merkezlerinde, özel okullarda ve özel eğitim merkezlerinde çalışan yüzbinlerce özel eğitim kurumu öğretmenlerini kapsamaktan ve meselesine dair bütünsel tahlil sunmaktan uzak” denildi.
“BÜTÜNSEL YAKLAŞIM YOK”
Dilekçede, özetle şunlar lisana getirildi:
– Öğretmenlik mesleği ile ilgili milletlerarası kontratlar, yol gösterici dokümanlar, ulusal ve memleketler arası tecrübelerden yararlanılmadı.
– MEB, öğretmenlik mesleğinin meslek sistemine uygun olmadığını, mesleğe bir katkı sağlamadığını, alışılageldik uygulamalarda bir fark yaratmadığını 2006’dan bu yana deneyimledi. Yaklaşık 16 yıllık tecrübeden yola çıkarak eğitim kamuoyunu ikna edecek bir münasebet sunulmadı.
– Öğretmenlerin tamamı ile ilgili bütünsel bir yaklaşım sergilenmedi.
– ‘Kariyer basamakları’ biçiminde hiyerarşi yaratan yasa, anayasaya terstir. Hukuk devleti unsuruna ve eşitliğe ters yasanın, kamuda iş barışını ortadan kaldırma tehdidini barındırdığı da açıktır.
– Yasa, mesleğin gereksinimlerini gözetip sistematik bir yaklaşımla ele alınmak yerine, yeni politik korkularla şekillendirilmeye çalışıldı.
– Meslek basamakları imtihanının yapılması durumunda eğitim alanında ve okullarda huzurun ve çalışma barışının bozulacağına ait epey önemli tasalar taşıyoruz.”
Okumaya devam et...
Dilekçede, ÖMY’nin “öğretmenlerin nitelikleri, atanmaları, bakılırsav ve yetkileri, hakları ve yükümlülüklerini düzenlemediği”, maddeyle düzenlenmesi gereken alanın bakanlıkça hazırlanacak yönetmeliğe bırakıldığı kaydedildi.
ÖMY’nin giriş ve yürürlük hususları çıkarıldığında geriye dört unsur kaldığı aktarılan dilekçede, “Başta öğretmenler olmak üzere eğitim çalışanlarının meslek yasası ile tahlil bekleyen çok önemli meseleleri bulunuyor. Kanunun halihazırda 600 bini aşan işsiz, atama bekleyen öğretmeni, ders fiyatı karşılığında nazaranv yapan, özlük ve ekonomik-sosyal hakları girdikleri ders ile hudutlu, mesleksel garantileri bulunmayan fiyatlı öğretmenleri, güvencesizlik tehdidi altında hizmet sunan kontratlı öğretmenleri, özel rehabilitasyon merkezlerinde, özel okullarda ve özel eğitim merkezlerinde çalışan yüzbinlerce özel eğitim kurumu öğretmenlerini kapsamaktan ve meselesine dair bütünsel tahlil sunmaktan uzak” denildi.
“BÜTÜNSEL YAKLAŞIM YOK”
Dilekçede, özetle şunlar lisana getirildi:
– Öğretmenlik mesleği ile ilgili milletlerarası kontratlar, yol gösterici dokümanlar, ulusal ve memleketler arası tecrübelerden yararlanılmadı.
– MEB, öğretmenlik mesleğinin meslek sistemine uygun olmadığını, mesleğe bir katkı sağlamadığını, alışılageldik uygulamalarda bir fark yaratmadığını 2006’dan bu yana deneyimledi. Yaklaşık 16 yıllık tecrübeden yola çıkarak eğitim kamuoyunu ikna edecek bir münasebet sunulmadı.
– Öğretmenlerin tamamı ile ilgili bütünsel bir yaklaşım sergilenmedi.
– ‘Kariyer basamakları’ biçiminde hiyerarşi yaratan yasa, anayasaya terstir. Hukuk devleti unsuruna ve eşitliğe ters yasanın, kamuda iş barışını ortadan kaldırma tehdidini barındırdığı da açıktır.
– Yasa, mesleğin gereksinimlerini gözetip sistematik bir yaklaşımla ele alınmak yerine, yeni politik korkularla şekillendirilmeye çalışıldı.
– Meslek basamakları imtihanının yapılması durumunda eğitim alanında ve okullarda huzurun ve çalışma barışının bozulacağına ait epey önemli tasalar taşıyoruz.”
Okumaya devam et...