amerikali
Yeni Üye
Çocuk sahibi olmak istemediği için kendisini kısırlaştıran bayan süreci anlattı, buyurun…
Kaynak: https://www.dailymail.co.uk/femail/ar…
Sizleri ABD’nin Los Angeles kentinde yaşayan toplumsal medya fenomeni Abby Ramsay ile tanıştıralım.
Abby Los Angeles için tanınan bir isimdi lakin son açıklamalarından daha sonra dünya çapında konuşulan biri haline geldi.
24 yaşındaki toplumsal medya fenomeni geçtiğimiz günlerde 16 yaşından beri kısırlaşmak istediğini lakin yeni yaptırabildiğini ve bu süreçte neler yaşadığını anlattı.
Ramsay, 18 yaşından beri kendisine kısırlaştırma prosedürünü uygulayacak bir hekim aradığını ama bulamadığını lisana getirdi.
Biroldukca hekimle görüştükten daha sonra Abby tam 7 yıl daha sonra bir hekim buldu ve ikna etti. Fallop tüplerini yakan ve kapatan bir ameliyattan daha sonra kendisini daha rahat ve memnun hissettiğini lisana getiren Ramsay, düzgünleşme sürecinin de kolay geçtiğini söylemiş oldu.
Ramsay bunu hem çocuk sahibi olmak istemediğini, tıpkı vakitte annesinin yumurtalık kanseri geçirdiğini ve bu sürecin akabinde kanser riskinin de düşeceğini düşündüğü için istediğini lisana getirdi.
Abby husus ile ilgili şunları lisana getirdi;
‘Kaliforniya’da gittiğim birinci tabip depresyon ve anksiyete ilaçları kullandığımı gördü, depresyona giremeyecek kadar hoş olduğumu ve olağanüstü bir ömrüm olduğunu söylemiş oldu, aynada olumlu olumlama antrenmanları yapmamı önerdi.’
“Bir daha sonraki hekim için aile tıbbi geçmişimle dolu bir sürü bilgi topladım ve sonucumın münasebetlerini anlattım.”
“Ancak katiyen bakmayı reddetti. Bir daha sonraki ise genetik test önerdi, bana bir broşür verdi ve konuta yolladı.”
yıllar daha sonra sonunda istediği süreci yaptırabileceği bir hekim bulan Abby “Omuzlarımdan büyük bir yük kalktı” diyor.
Kendisini bu mevzuda eleştiren insanlara hiç bir biçimde mana veremeyen Abby, hiç bir pişmanlık duymadığını lisana getirdi.
“Evet, kısırlaştırılmak büyük bir karar fakat çocuk sahibi olmak da o denli. Bir çocuğum olduğu için pişman olmaktansa, çocuğum olmadığı için pişman olmayı tercih ederim.”
Siz bu bahiste ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım…
Kaynak: https://www.dailymail.co.uk/femail/ar…
Sizleri ABD’nin Los Angeles kentinde yaşayan toplumsal medya fenomeni Abby Ramsay ile tanıştıralım.
Abby Los Angeles için tanınan bir isimdi lakin son açıklamalarından daha sonra dünya çapında konuşulan biri haline geldi.
24 yaşındaki toplumsal medya fenomeni geçtiğimiz günlerde 16 yaşından beri kısırlaşmak istediğini lakin yeni yaptırabildiğini ve bu süreçte neler yaşadığını anlattı.
Ramsay, 18 yaşından beri kendisine kısırlaştırma prosedürünü uygulayacak bir hekim aradığını ama bulamadığını lisana getirdi.
Biroldukca hekimle görüştükten daha sonra Abby tam 7 yıl daha sonra bir hekim buldu ve ikna etti. Fallop tüplerini yakan ve kapatan bir ameliyattan daha sonra kendisini daha rahat ve memnun hissettiğini lisana getiren Ramsay, düzgünleşme sürecinin de kolay geçtiğini söylemiş oldu.
Ramsay bunu hem çocuk sahibi olmak istemediğini, tıpkı vakitte annesinin yumurtalık kanseri geçirdiğini ve bu sürecin akabinde kanser riskinin de düşeceğini düşündüğü için istediğini lisana getirdi.
Abby husus ile ilgili şunları lisana getirdi;
‘Kaliforniya’da gittiğim birinci tabip depresyon ve anksiyete ilaçları kullandığımı gördü, depresyona giremeyecek kadar hoş olduğumu ve olağanüstü bir ömrüm olduğunu söylemiş oldu, aynada olumlu olumlama antrenmanları yapmamı önerdi.’
“Bir daha sonraki hekim için aile tıbbi geçmişimle dolu bir sürü bilgi topladım ve sonucumın münasebetlerini anlattım.”
“Ancak katiyen bakmayı reddetti. Bir daha sonraki ise genetik test önerdi, bana bir broşür verdi ve konuta yolladı.”
yıllar daha sonra sonunda istediği süreci yaptırabileceği bir hekim bulan Abby “Omuzlarımdan büyük bir yük kalktı” diyor.
Kendisini bu mevzuda eleştiren insanlara hiç bir biçimde mana veremeyen Abby, hiç bir pişmanlık duymadığını lisana getirdi.
“Evet, kısırlaştırılmak büyük bir karar fakat çocuk sahibi olmak da o denli. Bir çocuğum olduğu için pişman olmaktansa, çocuğum olmadığı için pişman olmayı tercih ederim.”
Siz bu bahiste ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım…