celikci
Yeni Üye
İstanbul’da, Pera’da yer alan Arka On, sanatkarı Damla Sari’nin “Son 10 Yılın Çıkmış Soruları” isimli standına mesken sahipliği yapıyor. Stant 11 Ekim’e kadar devam edecek. Sanatkarın “ilk şahsi sergisi”, bir başka manasıyla da “şahsi”. Sari, birtakım yapıtlarına düşünde gördüğü sahneleri yansıtmanın yanı sıra şahsi olarak da ilgisini çeken antika objelerle de üretimini yapıyor.
DERİYİ SOYUYOR…
Küratörlüğünü İlayda Abdik’in yaptığı stantta, fotoğraf, görüntü enstelasyon ve “hareket eden” yerleştirmeler bir ortaya geliyor. En ilgi cazip yapıtlarından birinde Sari, yüzünden gerçek yılan derilerini soyduğu bir performans sergiliyor. Çabucak akıllara gelen “Yılan derisi mi, nasıl” sorusunun karşılığı ise tabiatta kalan değişen deri. Yani bir canlı ziyan görmüyor. Sari, derisini soyarken izleyicinin gözünün içine bakıyor, serinkanlı ve gururlu bir biçimde. “5 Dakikaya Hazırım” görüntüsünde kullanılan eldiven ise cam bir koruma ortasında sergileniyor. Üzerindeki pullarla canlı ve cansız ortası bir cins ceset tesiri yaratıyor.
Bir öteki ilgi cazibeli eser, aslında hepimizin bildiği ve şahit olduğu duruma yönelik. Bilhassa “teyzelerin” ve “amcaların” kapı önünde oturup geleni geçeni izlediğini hepimiz görmüşüzdür. Sari, üç sandalyeyi yan yana dizip, sırt kısımlarını sandalyelerden ayırmış, bir sistem yardımıyla bu sırt kısımları sizi takip ediyor, bulunduğunuz istikamete yanlışsız dönüyor…
Özetle, sanatçı kimi bazı karşılaştığı bireylerin ruhlarının peşine düşüyor, birtakım kimi ise bulduğu bir objenin üzerinden sahibinin ruhuna ulaşmaya çalışıyor. Bunu hicivli bir yaklaşım ile gerçekleştiren sanatçı, ortaya çıkan kişinin geçmişi üzerinden geleceğini inşa ediyor.
Bir eskicide, sokak ortasında ya da bir hayalde yakalıyor sanatçıyı objeler. Sanatçı da onlara kendi hikayelerini anlatma, karakterlere bürünme, oyun oynama kabiliyeti veriyor.
Okumaya devam et...
DERİYİ SOYUYOR…
Küratörlüğünü İlayda Abdik’in yaptığı stantta, fotoğraf, görüntü enstelasyon ve “hareket eden” yerleştirmeler bir ortaya geliyor. En ilgi cazip yapıtlarından birinde Sari, yüzünden gerçek yılan derilerini soyduğu bir performans sergiliyor. Çabucak akıllara gelen “Yılan derisi mi, nasıl” sorusunun karşılığı ise tabiatta kalan değişen deri. Yani bir canlı ziyan görmüyor. Sari, derisini soyarken izleyicinin gözünün içine bakıyor, serinkanlı ve gururlu bir biçimde. “5 Dakikaya Hazırım” görüntüsünde kullanılan eldiven ise cam bir koruma ortasında sergileniyor. Üzerindeki pullarla canlı ve cansız ortası bir cins ceset tesiri yaratıyor.
Bir öteki ilgi cazibeli eser, aslında hepimizin bildiği ve şahit olduğu duruma yönelik. Bilhassa “teyzelerin” ve “amcaların” kapı önünde oturup geleni geçeni izlediğini hepimiz görmüşüzdür. Sari, üç sandalyeyi yan yana dizip, sırt kısımlarını sandalyelerden ayırmış, bir sistem yardımıyla bu sırt kısımları sizi takip ediyor, bulunduğunuz istikamete yanlışsız dönüyor…
Özetle, sanatçı kimi bazı karşılaştığı bireylerin ruhlarının peşine düşüyor, birtakım kimi ise bulduğu bir objenin üzerinden sahibinin ruhuna ulaşmaya çalışıyor. Bunu hicivli bir yaklaşım ile gerçekleştiren sanatçı, ortaya çıkan kişinin geçmişi üzerinden geleceğini inşa ediyor.
Bir eskicide, sokak ortasında ya da bir hayalde yakalıyor sanatçıyı objeler. Sanatçı da onlara kendi hikayelerini anlatma, karakterlere bürünme, oyun oynama kabiliyeti veriyor.
Okumaya devam et...