mudhaber
Aktif Üye
Terörle uğraş ederken yaralanan askerler, devleti yönetenlerin duyarsızlığı niçiniyle gazi unvanı alamadıklarını belirterek, “Vatanı için savaşmış 20 bin gazi ortada bırakıldı” dediler…
Terörle mücadelede yaralanan, sakat kalan, bedeninde mermi ve şarapnel kesimleriyle ömür uğraşı veren yaklaşık 20 bin gazi, hâlâ gazilik unvanı bekliyor. TSK Sıhhat Hizmetleri Yönergesi’ne nazaran yapılan derecelendirmede, uzuv kaybı yüzde 40’ın altında olanlara görev malulü ve gazilik unvanı verilmiyor.
Terörle Çaba Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği temsilcileri, 15 Temmuz darbe teşebbüsü gazilerine faydalanma derecelerine bakılmaksızın gazilik statüsü verildiğini belirterek, kendilerine ayrımcılık yapılmasına reaksiyon gösterdi.
SANTİM LE ÖLÇÜYORLAR
Dernek üyesi, 1989 yılında Cudi’de 11 askerin şehit olduğu çatışmada yaralanan Ali Ercan Şahin, bedenindeki kurşun ve şarapnel kesimlerine rağmen gazi sayılmadığını belirtti.
Şahin, “Bizi santim santim ölçüyorlar, mesela; üç parmağımız kopmuşsa, ayağımız dört santim kısaysa, kolumuz bileğimiz ya da dirseğimizden kopuk değilse, sindirim sistemimiz parçalanmamışsa gazi sayılmıyoruz” dedi.
Terörle çaba eden asker ve polislerin ruhsal rahatsızlıklar niçiniyle de dramatik bir ömür çabası ortasında olduklarını belirten Şahin, şöyleki konuştu: “15 Temmuz gazilerimizle ilgili özel bir kararname çıkarılıp, gaziler içinde ayrımcılık yapıldığını görür görmez üzüldük, Anayasa’nın eşitlik prensibine karşıtlık sebebi öne sürülerek açtığım davayı Ankara 9. Yönetim Mahkemesi’nde kaybettim. Dava sürecinde de kelam konusu derecelendirme sebebiyle bir daha gazi olarak kabul edilmedim.”
TBMM’ye bu bahiste bir epey kanun teklifi ve soru önergesi verildi lakin iktidar adım atmadı. Önerge verenlerden biri de AKP’ye geçen İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’ydi. Gaziler, iktidar vekili olan Çelebi’nin kelamını tutmasını istiyor.
Bizim beklentimiz maaş değil bayrak
Dernek üyelerinden İsa Ekiz, 1996 yılında Hakkari’de Çayırlı Karakolu’nda havan mermisiyle vuruldu. 16 arkadaşı şehit oldu. Başı, omuriliği, karaciğeri dahil bedeninden 36 şarapnel kesimi var. Ekiz, şöyleki konuştu: “Devletimizin tek bir yetkilisi bile “Nasılsın? Aç mısın, tok musun” diye sormadı. Vatanı için savaşmış 20 bin gazi ortada bırakıldı.”
1992’de Hakkari, Çukurca’da er olarak vatani nazaranvini yaparken yaralanan ve 14 arkadaşını kaybeden Hüseyin Arman’ın bedenine iki kurşun isabet etti, biri çıkarılamadı.
VATAN İÇİN SAVAŞTIK
Arman, “Biz gazilik haklarımızı istiyoruz, onlar bizden yüzde 40’ın üstünde engellilik raporu istiyorlar. Biz, devletin baktığı milyonlarca Suriyeli’den daha aşağı görülmemeliyiz. Bu vatanın evlatları olarak bu vatan için savaştık” dedi. AKP ile HDP haricinde bütün partilerin kanun teklifi verdiğini belirten Arman, “Bizim tek beklentimiz maaş, maddiyat da değil. İstiyoruz ki, gazilik madalyamız olsun. İstiyoruz ki, öldüğümüz vakit tabutumuz Türk bayrağına sarılsın, çocuklarımız ‘Benim babam gaziydi’ diyebilmenin gururunu yaşasın” diye konuştu.
Uzman çavuş Ali Şen, 1999’da mayına bastı. “Aynada bedenime baktığım vakit o günü her gün yaşıyorum” diyen Şen, “Devlet Baba’ diye bir terim var. Bunun gereği yapılmalı, insanlara eşit davranılmalı” dedi.
Terörle mücadelede yaralanan, sakat kalan, bedeninde mermi ve şarapnel kesimleriyle ömür uğraşı veren yaklaşık 20 bin gazi, hâlâ gazilik unvanı bekliyor. TSK Sıhhat Hizmetleri Yönergesi’ne nazaran yapılan derecelendirmede, uzuv kaybı yüzde 40’ın altında olanlara görev malulü ve gazilik unvanı verilmiyor.
Terörle Çaba Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği temsilcileri, 15 Temmuz darbe teşebbüsü gazilerine faydalanma derecelerine bakılmaksızın gazilik statüsü verildiğini belirterek, kendilerine ayrımcılık yapılmasına reaksiyon gösterdi.
SANTİM LE ÖLÇÜYORLAR
Dernek üyesi, 1989 yılında Cudi’de 11 askerin şehit olduğu çatışmada yaralanan Ali Ercan Şahin, bedenindeki kurşun ve şarapnel kesimlerine rağmen gazi sayılmadığını belirtti.
Şahin, “Bizi santim santim ölçüyorlar, mesela; üç parmağımız kopmuşsa, ayağımız dört santim kısaysa, kolumuz bileğimiz ya da dirseğimizden kopuk değilse, sindirim sistemimiz parçalanmamışsa gazi sayılmıyoruz” dedi.
Terörle çaba eden asker ve polislerin ruhsal rahatsızlıklar niçiniyle de dramatik bir ömür çabası ortasında olduklarını belirten Şahin, şöyleki konuştu: “15 Temmuz gazilerimizle ilgili özel bir kararname çıkarılıp, gaziler içinde ayrımcılık yapıldığını görür görmez üzüldük, Anayasa’nın eşitlik prensibine karşıtlık sebebi öne sürülerek açtığım davayı Ankara 9. Yönetim Mahkemesi’nde kaybettim. Dava sürecinde de kelam konusu derecelendirme sebebiyle bir daha gazi olarak kabul edilmedim.”
TBMM’ye bu bahiste bir epey kanun teklifi ve soru önergesi verildi lakin iktidar adım atmadı. Önerge verenlerden biri de AKP’ye geçen İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’ydi. Gaziler, iktidar vekili olan Çelebi’nin kelamını tutmasını istiyor.
Bizim beklentimiz maaş değil bayrak
Dernek üyelerinden İsa Ekiz, 1996 yılında Hakkari’de Çayırlı Karakolu’nda havan mermisiyle vuruldu. 16 arkadaşı şehit oldu. Başı, omuriliği, karaciğeri dahil bedeninden 36 şarapnel kesimi var. Ekiz, şöyleki konuştu: “Devletimizin tek bir yetkilisi bile “Nasılsın? Aç mısın, tok musun” diye sormadı. Vatanı için savaşmış 20 bin gazi ortada bırakıldı.”
1992’de Hakkari, Çukurca’da er olarak vatani nazaranvini yaparken yaralanan ve 14 arkadaşını kaybeden Hüseyin Arman’ın bedenine iki kurşun isabet etti, biri çıkarılamadı.
VATAN İÇİN SAVAŞTIK
Arman, “Biz gazilik haklarımızı istiyoruz, onlar bizden yüzde 40’ın üstünde engellilik raporu istiyorlar. Biz, devletin baktığı milyonlarca Suriyeli’den daha aşağı görülmemeliyiz. Bu vatanın evlatları olarak bu vatan için savaştık” dedi. AKP ile HDP haricinde bütün partilerin kanun teklifi verdiğini belirten Arman, “Bizim tek beklentimiz maaş, maddiyat da değil. İstiyoruz ki, gazilik madalyamız olsun. İstiyoruz ki, öldüğümüz vakit tabutumuz Türk bayrağına sarılsın, çocuklarımız ‘Benim babam gaziydi’ diyebilmenin gururunu yaşasın” diye konuştu.
Uzman çavuş Ali Şen, 1999’da mayına bastı. “Aynada bedenime baktığım vakit o günü her gün yaşıyorum” diyen Şen, “Devlet Baba’ diye bir terim var. Bunun gereği yapılmalı, insanlara eşit davranılmalı” dedi.