celikci
Yeni Üye
Hazine ve Maliye Bakanlığı (HMB) ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nca hazırlanan ve 5 Eylül’de yayımlanan Orta Vadeli Program’a göre gelecek yıl için Ulusal Eğitim Bakanlığı’na (MEB) 435.3 milyar TL ödenek ayrıldı. HMB’den daha sonra en büyük bütçe MEB’de. İktidar da sık sık bu ödeneğe dikkat çekerek bütçeden eğitime ayrılan hissenin büyüklüğünü lisana getiriyor.
Bu ödeneğe rağmen devlet okullarının hali içler acısı. Örneğin birfazlaca ilkokulda sabah 09.00’dan öğlenden daha sonra saat 14.30’a kadar eğitim veriliyor. Buna rağmen okullarda yemekhane yok. Aileler çocukların yanlarına beslenme çantaları koyuyor. Fakat artan fiyatlar ve yoksulluk niçiniyle aileler çocuklarına kâfi ölçüde besin sunamıyor. Tost yapılmak istense 700 gramlık kaşar peynirinin en ucuzu 90 lira. Yeterli bir marka alınmak istense 100 liranın üzerinde. Karışık kuruyemişin kilosu 130 lirayı geçiyor. Aileler çocuklarını, poğaça, içi boş sigara böreği üzere ziyanlı besinlerle okullara göndermek zorunda kalıyor. Birtakım okullarda ise “fast food” olarak nitelendirilen ziyanlı besinler “öğle yemeği” ismi altında parayla satılıyor. Tabldot yolu bu yiyeceklerin fiyatı da ortalama 100 lirayı buluyor. Veliler, ziyanını bir yana bırakıp bunları almak istese dahi her gün 100 lirayı verebilmeleri olanaksız. Bir veli, “Her gün poğaça, sigara böreği. Çocuk bıktı, yemek istemiyor. Okul saat 14.30’da bitiyor. Çocuk aç kalıyor. ‘Bana pilav üzeri tavuk yapın’ diyor. Tost yapmak istesek kaşar peyniri 100 lirayı aşıyor, nasıl alıyorsun?” kelamlarıyla ortasında bulundukları çıkmazı özetledi.
İSTEK LİSTELERİ
Forma isteyen okullarda ise kıyafetler “fahiş” fiyatlarla satılıyor. Kısa kollu tişört 130-140 lira, pantolon 300 liraya yaklaşıyor. Ceket diye satılan eserin fiyatı ise 350 liraya yakın. Tişört ve pantolonların yedeklerinin de olması gerektiği düşünüldüğünde harcama katlanıyor. Çocuklar okula başlarken ellerine liste veriliyor. Listenin en başına ise yönetime teslim edilmek üzere renkli, renksiz fotokopi kâğıtları yazılıyor. Bunların fiyatları da 200 liraya yaklaşıyor.
Kayıt parası alınmadığı söyleniyor fakat biroldukça okulda “bağış” ismi altında para toplandığı da biliniyor.
Okumaya devam et...
Bu ödeneğe rağmen devlet okullarının hali içler acısı. Örneğin birfazlaca ilkokulda sabah 09.00’dan öğlenden daha sonra saat 14.30’a kadar eğitim veriliyor. Buna rağmen okullarda yemekhane yok. Aileler çocukların yanlarına beslenme çantaları koyuyor. Fakat artan fiyatlar ve yoksulluk niçiniyle aileler çocuklarına kâfi ölçüde besin sunamıyor. Tost yapılmak istense 700 gramlık kaşar peynirinin en ucuzu 90 lira. Yeterli bir marka alınmak istense 100 liranın üzerinde. Karışık kuruyemişin kilosu 130 lirayı geçiyor. Aileler çocuklarını, poğaça, içi boş sigara böreği üzere ziyanlı besinlerle okullara göndermek zorunda kalıyor. Birtakım okullarda ise “fast food” olarak nitelendirilen ziyanlı besinler “öğle yemeği” ismi altında parayla satılıyor. Tabldot yolu bu yiyeceklerin fiyatı da ortalama 100 lirayı buluyor. Veliler, ziyanını bir yana bırakıp bunları almak istese dahi her gün 100 lirayı verebilmeleri olanaksız. Bir veli, “Her gün poğaça, sigara böreği. Çocuk bıktı, yemek istemiyor. Okul saat 14.30’da bitiyor. Çocuk aç kalıyor. ‘Bana pilav üzeri tavuk yapın’ diyor. Tost yapmak istesek kaşar peyniri 100 lirayı aşıyor, nasıl alıyorsun?” kelamlarıyla ortasında bulundukları çıkmazı özetledi.
İSTEK LİSTELERİ
Forma isteyen okullarda ise kıyafetler “fahiş” fiyatlarla satılıyor. Kısa kollu tişört 130-140 lira, pantolon 300 liraya yaklaşıyor. Ceket diye satılan eserin fiyatı ise 350 liraya yakın. Tişört ve pantolonların yedeklerinin de olması gerektiği düşünüldüğünde harcama katlanıyor. Çocuklar okula başlarken ellerine liste veriliyor. Listenin en başına ise yönetime teslim edilmek üzere renkli, renksiz fotokopi kâğıtları yazılıyor. Bunların fiyatları da 200 liraya yaklaşıyor.
Kayıt parası alınmadığı söyleniyor fakat biroldukça okulda “bağış” ismi altında para toplandığı da biliniyor.
Okumaya devam et...