KimDemis
Aktif Üye
Kangal ilçesine 10 kilometre uzaklıkta bulunan, sedef hastalığına yeterli geldiği belirtilen Balıklı Kaplıca, rahatsızlıklarına şifa arayanları ağırlıyor. Kaplıcanın, selenyumlu suyu ve ortasında yaşayan balıklarla başta sedef hastalığı olmak üzere kimi hastalıkları tedavi edici özelliği olduğu belirtiliyor.
Bilhassa yurt haricinden gelenlerin tercihi olan kaplıcanın doğal kaynak, ‘selenyumlu’ suyu kuraklıktan etkilenmiyor. Makul bir kaynak noktasından fazlaca kum taşları içinden yaygın olarak yüzeye çıkan su, kaplıcanın içerisinden geçen dere kenarı boyunca da kaynıyor. 1917’de sazlık olan kaplıca, günümüzde ise 6 havuz, 16 özel banyo ile hastalarına şifa veriyor. Kentte, Kızılırmak’taki su azalmasına ve biroldukca akarsu ile göllerdeki su kaybına karşın kaplıcanın ortasından geçen derenin debisinde azalma gözlenmiyor.
‘SANİYEDE 300 LİTREYE YAKIN BİR SU KAYNAĞIMIZ VAR’
Türkiye Kaplıcalar Derneği İdare Konseyi Üyesi ve kaplıca işletmecisi Fuat Ünsal, kaplıcaya yurt içi ve yurt haricinden hayli fazla konuk geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Bu konuklarımızın hepsi de sedef ve egzama hastalıkları niçiniyle buraya geliyor. Sedef ve egzamanın dünyadaki yan etkisiz tek tedavi merkezi ‘Kangal Balıklı Kaplıcası’dır. Sivas’ımızda bu biçimde bir kıymet var ve dünyada bunun farkındadır. 30- 35 yıldır gelen konuklarımız var ve burada tedavi oluyor. Çok hoş bir atmosfer, hayli hoş bir su, ultraviyole ve balık var. 37 derecede yaşayan bu balıkların dünyada eşi gibisi yok. Suda selenyum da bulunuyor. Dünyadan gelen hastalarımız yüzde 100’e varan kortizonsuz, yan etkisiz ve kimyasalsız olarak sağlıklı bir biçimde tedavilerini olarak ülkelerine dönmektedir. Saniyede 300 litreye yakın bir su kaynağımız var. Su yaz kış birebirdir. Bizim suyumuz yüzeysel değildir. Bu suyun 25- 28 yıl içinde bir hayat müddeti var. Bugün yağan kar, 25 yıl daha sonra yüzeye çıkıyor. Bu niçinle suyumuz hiç azalmıyor ve daima tıpkı ölçüde kalıyor.”
Etraftaki tüm akarsular ve ırmaklar kururken kaplıca deresinin suyunun standart bir biçimde akmaya devam ettiğini söyleyen Ünsal, şunları söylemiş oldu:
“Her taraftan kaynaklar buraya akar. Burada muhakkak yerlerde yüzeye çıkar. Aşağı tarafta tarım yapılmakta ve buranın tarıma da büyük oranda yararı var. Kaplıcamız ortasında bir sera yapıp eser yetiştirmeyi düşünüyoruz. Biroldukça yer gezdim, bu biçimdesini görmedim lakin insanların kaplıcamıza olan hayranlığını gördüm. Nitekim hayli hoş bir nimet. Bundan tüm sedef ve egzama hastaları yaralanmalı. 12 ay boyunca kaplıcamız açık ve sevkli gelinebilmekte olup otelimizden sıcak suyumuza her şeyimiz var. Tedavi olmak isteyen hastalarımız sevkli yahut sevksiz istedikleri biçimde gelip burada hayat standartlarını yükseltebilirler. Sedef ve egzama hastalığı ömür standardını düşüren bir rahatsızlık. Bu niçinle buraya geldiklerinde 15- 20 gün içerisinde hayli hoş sonuçlar alıyor. Suyumuzu kullanan beşerler kortizonlu ilaç kullanmıyor.”
‘ANINDA GÜZELLEŞTİREN BİR KAPLICAYIZ’
Hastaların selenyumlu sudan daha rahat yaralanmaları için özel statüye alınması gerektiğini söyleyen Ünsal, şu tabirleri kullandı:
“Milyonlarca dolarımız öteki ülkelerdeki ilaç firmalarına gidiyor. Bu ilaçların büyük kısmı da kortizonlu. ötürüsıyla insanların sıhhatini daha epey bozuyor. Bu memlekette maddi olarak gücü yetmeyip buraya gelemeyenler de var. İnşallah özel statüye alırlar ve beşerler rahat bir biçimde kaplıcamıza gelir, tedavi olur ve sarfiyat.”
Bilhassa yurt haricinden gelenlerin tercihi olan kaplıcanın doğal kaynak, ‘selenyumlu’ suyu kuraklıktan etkilenmiyor. Makul bir kaynak noktasından fazlaca kum taşları içinden yaygın olarak yüzeye çıkan su, kaplıcanın içerisinden geçen dere kenarı boyunca da kaynıyor. 1917’de sazlık olan kaplıca, günümüzde ise 6 havuz, 16 özel banyo ile hastalarına şifa veriyor. Kentte, Kızılırmak’taki su azalmasına ve biroldukca akarsu ile göllerdeki su kaybına karşın kaplıcanın ortasından geçen derenin debisinde azalma gözlenmiyor.
‘SANİYEDE 300 LİTREYE YAKIN BİR SU KAYNAĞIMIZ VAR’
Türkiye Kaplıcalar Derneği İdare Konseyi Üyesi ve kaplıca işletmecisi Fuat Ünsal, kaplıcaya yurt içi ve yurt haricinden hayli fazla konuk geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Bu konuklarımızın hepsi de sedef ve egzama hastalıkları niçiniyle buraya geliyor. Sedef ve egzamanın dünyadaki yan etkisiz tek tedavi merkezi ‘Kangal Balıklı Kaplıcası’dır. Sivas’ımızda bu biçimde bir kıymet var ve dünyada bunun farkındadır. 30- 35 yıldır gelen konuklarımız var ve burada tedavi oluyor. Çok hoş bir atmosfer, hayli hoş bir su, ultraviyole ve balık var. 37 derecede yaşayan bu balıkların dünyada eşi gibisi yok. Suda selenyum da bulunuyor. Dünyadan gelen hastalarımız yüzde 100’e varan kortizonsuz, yan etkisiz ve kimyasalsız olarak sağlıklı bir biçimde tedavilerini olarak ülkelerine dönmektedir. Saniyede 300 litreye yakın bir su kaynağımız var. Su yaz kış birebirdir. Bizim suyumuz yüzeysel değildir. Bu suyun 25- 28 yıl içinde bir hayat müddeti var. Bugün yağan kar, 25 yıl daha sonra yüzeye çıkıyor. Bu niçinle suyumuz hiç azalmıyor ve daima tıpkı ölçüde kalıyor.”
Etraftaki tüm akarsular ve ırmaklar kururken kaplıca deresinin suyunun standart bir biçimde akmaya devam ettiğini söyleyen Ünsal, şunları söylemiş oldu:
“Her taraftan kaynaklar buraya akar. Burada muhakkak yerlerde yüzeye çıkar. Aşağı tarafta tarım yapılmakta ve buranın tarıma da büyük oranda yararı var. Kaplıcamız ortasında bir sera yapıp eser yetiştirmeyi düşünüyoruz. Biroldukça yer gezdim, bu biçimdesini görmedim lakin insanların kaplıcamıza olan hayranlığını gördüm. Nitekim hayli hoş bir nimet. Bundan tüm sedef ve egzama hastaları yaralanmalı. 12 ay boyunca kaplıcamız açık ve sevkli gelinebilmekte olup otelimizden sıcak suyumuza her şeyimiz var. Tedavi olmak isteyen hastalarımız sevkli yahut sevksiz istedikleri biçimde gelip burada hayat standartlarını yükseltebilirler. Sedef ve egzama hastalığı ömür standardını düşüren bir rahatsızlık. Bu niçinle buraya geldiklerinde 15- 20 gün içerisinde hayli hoş sonuçlar alıyor. Suyumuzu kullanan beşerler kortizonlu ilaç kullanmıyor.”
‘ANINDA GÜZELLEŞTİREN BİR KAPLICAYIZ’
Hastaların selenyumlu sudan daha rahat yaralanmaları için özel statüye alınması gerektiğini söyleyen Ünsal, şu tabirleri kullandı:
“Milyonlarca dolarımız öteki ülkelerdeki ilaç firmalarına gidiyor. Bu ilaçların büyük kısmı da kortizonlu. ötürüsıyla insanların sıhhatini daha epey bozuyor. Bu memlekette maddi olarak gücü yetmeyip buraya gelemeyenler de var. İnşallah özel statüye alırlar ve beşerler rahat bir biçimde kaplıcamıza gelir, tedavi olur ve sarfiyat.”