mudhaber
Aktif Üye
İstanbul’da konsolosluk binasında katledilen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti belgesinin Suudi Arabistan’a devredilmesine itiraz edildi. İtiraz dilekçesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 yılında Washington Post gazetesine, Kaşıkçı için yazdığı yazı örnek gösterildi. Dilekçede “Sayın Cumhurbaşkanımızın yazdıklarının daha mürekkebi kurumamışken bu dava Suudi Arabistan’a devredilemez” denildi.
Washington Post muharriri Cemal Kaşıkçı’nın 2 ekim 2018’de İstanbul’da öldürülmesine ait davanın Suudi Arabistan’a evresine yönelik karara Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz itiraz etti.
Avukat Gökmen Başpınar’ın sunduğu dilekçede Suudi Arabistan’da yargılamanın bittiği ve karar verildiği hatırlatılırken Türkiye ile Suudi Arabistan içinde rastgele bir muahedenin olmadığı açıklandı.
Hatice Cengiz
Dilekçeye göre iddianamede dahi Suudi Arabistan’da adil bir yargılamanın yapılmayacağına işaret edildi. Periyot öne sürülen nedeni olarak öne çıkarılan ise sanıkların çabucak hemen yakalanamamış ve mahkemeye çıkarılamamış olması. Ancak dilekçede bunun da periyot için tek başına münasebet olamayacağı, davada biroldukca kanıtın dahi toplanamadığı vurgulandı.
BEKİR BOZDAĞ’A CEVAP
Dilekçede Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a da karşılık verildi: “Sayın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Suudi Arabistan tarafınca isimli yardım taleplerine karşılık verilmediğini belirtmiş olsa da yargılama müddeti boyunca ilgili devletten sanıkların tabirlerinin alınması istikametinde isimli yardım talebinde bulunulmamıştır. Bu niçinle isimli yardımlaşma yoluyla savunma alınması seçeneği değerlendirilmeden kovuşturmanın zamanına karar verilmesi açıkça hukuka terslik teşkil etmektedir.”
“Artık konu bahis Türkiye Cumhuriyeti devletinin egemenliğidir” denilen dilekçede yargılamanın döneminin ülkenin egemenlik haklarını zedelediğinin altı çizildi.
ERDOĞAN’IN YAZISI ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Dilekçede, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Erdoğan’ın Washington Post’ta 30 Eylül 2019’da yazdığı yazıya atıf yapılarak, “Sayın Cumhurbaşkanımızın 30.09.2019 tarihinde maktul Cemal Kaşıkçı’nın yazdığı gazete olan Washington Post gazetesine yazdıklarının daha mürekkebi kurumamışken bu dava Suudi Arabistan’a devredilemez.” sözlerine yer verildi.
Erdoğan kelam konusu yazıda şunları yazmıştı: “Suudi Arabistan’daki mahkeme süreci hakkında biroldukça soru işareti bulunduğu bir sır değil. Mahkemeyi çevreleyen neredeyse tam bir şeffaflık yokluğu, duruşmaların kapalı yapılması ve Kaşıkçı’nın katillerinin fiilen hür oldukları tezleri memleketler arası toplumun beklentilerini karşılamıyor ve Suudi Arabistan’ın prestijini zedeliyor.”
Muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı, Yalova’nın Termal ilçesine bağlı Samanlı köyündeki bir villada yaşıyordu.
FAHRETTİN ALTUN’UN ‘GÖSTERMELİK MAHKEME’ TWEETİ
Dilekçede atıf yapılanlar içinde Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun da yer aldı. “Altun’un yaptığı açıklamalar ortada dururken bu dava devredilemez” denilen dilekçede, Altun’un, Kaşıkçı cinayetinin ikinci yıldönümünde attığı tweet örnek gösterildi.
Altun, paylaşımında “Kaşıkçı’nın katilleri o günden bu yana adaletten kaçırıldı. Onlara yataklık yapıldı. Göstermelik bir mahkemeye çıkarıldılar ve hür bırakıldılar” sözlerini kullanıyor.
Eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün Türk yargısının bu olayı bütün boyutlarıyla aydınlatacak kapasitede olduğuna yönelik kelamları de bir daha hatırlatılırken dönem sürecinin yanlışlı olduğu ve sonucun kaldırılması gerektiği açıklandı.
Washington Post muharriri Cemal Kaşıkçı’nın 2 ekim 2018’de İstanbul’da öldürülmesine ait davanın Suudi Arabistan’a evresine yönelik karara Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz itiraz etti.
Avukat Gökmen Başpınar’ın sunduğu dilekçede Suudi Arabistan’da yargılamanın bittiği ve karar verildiği hatırlatılırken Türkiye ile Suudi Arabistan içinde rastgele bir muahedenin olmadığı açıklandı.
Hatice Cengiz
Dilekçeye göre iddianamede dahi Suudi Arabistan’da adil bir yargılamanın yapılmayacağına işaret edildi. Periyot öne sürülen nedeni olarak öne çıkarılan ise sanıkların çabucak hemen yakalanamamış ve mahkemeye çıkarılamamış olması. Ancak dilekçede bunun da periyot için tek başına münasebet olamayacağı, davada biroldukca kanıtın dahi toplanamadığı vurgulandı.
BEKİR BOZDAĞ’A CEVAP
Dilekçede Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a da karşılık verildi: “Sayın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Suudi Arabistan tarafınca isimli yardım taleplerine karşılık verilmediğini belirtmiş olsa da yargılama müddeti boyunca ilgili devletten sanıkların tabirlerinin alınması istikametinde isimli yardım talebinde bulunulmamıştır. Bu niçinle isimli yardımlaşma yoluyla savunma alınması seçeneği değerlendirilmeden kovuşturmanın zamanına karar verilmesi açıkça hukuka terslik teşkil etmektedir.”
“Artık konu bahis Türkiye Cumhuriyeti devletinin egemenliğidir” denilen dilekçede yargılamanın döneminin ülkenin egemenlik haklarını zedelediğinin altı çizildi.
ERDOĞAN’IN YAZISI ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Dilekçede, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Erdoğan’ın Washington Post’ta 30 Eylül 2019’da yazdığı yazıya atıf yapılarak, “Sayın Cumhurbaşkanımızın 30.09.2019 tarihinde maktul Cemal Kaşıkçı’nın yazdığı gazete olan Washington Post gazetesine yazdıklarının daha mürekkebi kurumamışken bu dava Suudi Arabistan’a devredilemez.” sözlerine yer verildi.
Erdoğan kelam konusu yazıda şunları yazmıştı: “Suudi Arabistan’daki mahkeme süreci hakkında biroldukça soru işareti bulunduğu bir sır değil. Mahkemeyi çevreleyen neredeyse tam bir şeffaflık yokluğu, duruşmaların kapalı yapılması ve Kaşıkçı’nın katillerinin fiilen hür oldukları tezleri memleketler arası toplumun beklentilerini karşılamıyor ve Suudi Arabistan’ın prestijini zedeliyor.”
Muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı, Yalova’nın Termal ilçesine bağlı Samanlı köyündeki bir villada yaşıyordu.
FAHRETTİN ALTUN’UN ‘GÖSTERMELİK MAHKEME’ TWEETİ
Dilekçede atıf yapılanlar içinde Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun da yer aldı. “Altun’un yaptığı açıklamalar ortada dururken bu dava devredilemez” denilen dilekçede, Altun’un, Kaşıkçı cinayetinin ikinci yıldönümünde attığı tweet örnek gösterildi.
Altun, paylaşımında “Kaşıkçı’nın katilleri o günden bu yana adaletten kaçırıldı. Onlara yataklık yapıldı. Göstermelik bir mahkemeye çıkarıldılar ve hür bırakıldılar” sözlerini kullanıyor.
Eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün Türk yargısının bu olayı bütün boyutlarıyla aydınlatacak kapasitede olduğuna yönelik kelamları de bir daha hatırlatılırken dönem sürecinin yanlışlı olduğu ve sonucun kaldırılması gerektiği açıklandı.