BOTR
Yeni Üye
Milletlerarası Ödemeler Bankası’na bakılırsa Batı, Rusya ve Çin içinde alakaların berbatlaşması ve pandemi daha sonrası tesirlerin globalleşmeyi bilakis çevirmesi niçiniyle dünya yüksek faiz, yüksek enflasyon periyoduna girecek.
Artan global güç ve besin fiyatları gelişmiş ülkelerin yüzde 60’ında yıllık enflasyonun yüzde 5 üzerinde, gelişen ülkelerin yarıdan fazlasında ise yüzde 7’nin üzerinde bir enflasyon manasına geliyor.
ABD ve İngiltere üzere büyük iktisatların yanından daha az gelişmiş ülkeler de faiz oranlarını tarihi düşük düzeylerden yükseltmeye başlarken temel bir paradigma değişikliğinin tutması için ani bir hızlanmaya gereksinim var üzere görünüyor.
“Yeni enflasyonist bir periyodun eşiğinde olabiliriz”
“Kritik iletilerden birisi yeni enflasyonist bir devrin eşiğinde olabiliriz” diyen BIS Genel Müdürü Agustin Carstens, “Enflasyonist ortamın temelli bir değişiklik geçiriyor olabileceği ihtimaline açık olmalıyız. Şayet bu teorim doğruysa merkez bankalarının kendilerini adapte etmesi gerekecek” değerlendirmesinde bulundu.
Bu teze bakılırsa güç, emtia ve besin fiyatlarındaki toparlanmanın sebebi Ukrayna’daki savaş. Tedarik zincirleri hem pandemi tıpkı vakitte ticaret savaşlarından ziyan görürken hayat pahalılığının artması da çalışanların daha yüksek maaşlar talep edeceği manasına geliyor.
tıpkı vakitte tüketicilerin, işletmelerin ve finansal piyasaların enflasyonun ne kadar yükseğe çıkacağına dair beklentilerinin daha bağımsız hale geldiğine dair işaretler mevcut.
Carstens ABD’de ve Avrupa’nın büyük kısmında önümüzdeki iki yıl boyunca enflasyonun yüzde 4,5’un üzerinde ve geri kalan gelişmiş ekonomilerde yüzde 3,5’un üzerinde önbakılırsan profosyonel iddialara işaret ediyor.
Bu hususta süratle yapılması gereken şey 1970’lerden beri kimilerinin söylemiş olduği üzere, siyaset yapıcıların niyet yapılarını değiştirerek enflasyonun denetimden çıkmasını nasıl durduracaklarına odaklanmak olmalı.
“Faiz oranlarının nötr faiz düzeylerinin üstüne çıkarılması gerekecek”
“Bu büyük ihtimalle talebin azaltılması için gerçek faiz oranlarının nötr faiz düzeylerinin üstüne çıkarılmasını gerektirecek” diyen Carstens bunun kendilerini sevilmeyen bir hale getireceğinin farkında olduklarını söylemiş oldu.
“Ancak merkez bankaları daha evvel bu durumla karşılaştı” diyen Carstens, “Bankaların hepsi aktivite ve istihdam bağlamında ödenecek kısa vadeli bedellerin uzun vadede ödenecek daha büyük bedeller ödemekten kaçınmak için olduğunun farkındalar” sözlerini kullandı.
Bankanın zirvesindeki isim, hükümetlere enflasyon ve yüksek faiz oranlarını dengelemeye karşı koyma davetinde bulundu.
“Sürdürülebilir büyümenin anahtarı genişlemeci para ya da mali siyaset olamaz diyen Carstens, “Bugünlerde karşılaştığımız biroldukca ekonomik zorluk geçtiğimiz birkaç on yılda tedarik siyasetleri tarafını ihmal etmemizden kaynaklanıyor” dedi.
Artan global güç ve besin fiyatları gelişmiş ülkelerin yüzde 60’ında yıllık enflasyonun yüzde 5 üzerinde, gelişen ülkelerin yarıdan fazlasında ise yüzde 7’nin üzerinde bir enflasyon manasına geliyor.
ABD ve İngiltere üzere büyük iktisatların yanından daha az gelişmiş ülkeler de faiz oranlarını tarihi düşük düzeylerden yükseltmeye başlarken temel bir paradigma değişikliğinin tutması için ani bir hızlanmaya gereksinim var üzere görünüyor.
“Yeni enflasyonist bir periyodun eşiğinde olabiliriz”
“Kritik iletilerden birisi yeni enflasyonist bir devrin eşiğinde olabiliriz” diyen BIS Genel Müdürü Agustin Carstens, “Enflasyonist ortamın temelli bir değişiklik geçiriyor olabileceği ihtimaline açık olmalıyız. Şayet bu teorim doğruysa merkez bankalarının kendilerini adapte etmesi gerekecek” değerlendirmesinde bulundu.
Bu teze bakılırsa güç, emtia ve besin fiyatlarındaki toparlanmanın sebebi Ukrayna’daki savaş. Tedarik zincirleri hem pandemi tıpkı vakitte ticaret savaşlarından ziyan görürken hayat pahalılığının artması da çalışanların daha yüksek maaşlar talep edeceği manasına geliyor.
tıpkı vakitte tüketicilerin, işletmelerin ve finansal piyasaların enflasyonun ne kadar yükseğe çıkacağına dair beklentilerinin daha bağımsız hale geldiğine dair işaretler mevcut.
Carstens ABD’de ve Avrupa’nın büyük kısmında önümüzdeki iki yıl boyunca enflasyonun yüzde 4,5’un üzerinde ve geri kalan gelişmiş ekonomilerde yüzde 3,5’un üzerinde önbakılırsan profosyonel iddialara işaret ediyor.
Bu hususta süratle yapılması gereken şey 1970’lerden beri kimilerinin söylemiş olduği üzere, siyaset yapıcıların niyet yapılarını değiştirerek enflasyonun denetimden çıkmasını nasıl durduracaklarına odaklanmak olmalı.
“Faiz oranlarının nötr faiz düzeylerinin üstüne çıkarılması gerekecek”
“Bu büyük ihtimalle talebin azaltılması için gerçek faiz oranlarının nötr faiz düzeylerinin üstüne çıkarılmasını gerektirecek” diyen Carstens bunun kendilerini sevilmeyen bir hale getireceğinin farkında olduklarını söylemiş oldu.
“Ancak merkez bankaları daha evvel bu durumla karşılaştı” diyen Carstens, “Bankaların hepsi aktivite ve istihdam bağlamında ödenecek kısa vadeli bedellerin uzun vadede ödenecek daha büyük bedeller ödemekten kaçınmak için olduğunun farkındalar” sözlerini kullandı.
Bankanın zirvesindeki isim, hükümetlere enflasyon ve yüksek faiz oranlarını dengelemeye karşı koyma davetinde bulundu.
“Sürdürülebilir büyümenin anahtarı genişlemeci para ya da mali siyaset olamaz diyen Carstens, “Bugünlerde karşılaştığımız biroldukca ekonomik zorluk geçtiğimiz birkaç on yılda tedarik siyasetleri tarafını ihmal etmemizden kaynaklanıyor” dedi.