mudhaber
Aktif Üye
İnşaat personeli çalışırken yüksekten düşerek yaralandı. Personellerin beyanına göre saat 16.00’ydı. Müteahhit evvel personelin sigortasını yaptırdı. daha sonra 112 arandı. Emekçi 100 metre aralıktaki hastaneye sevk edildiğinde saatler 17.02’yi gösteriyordu. Emekçi hayatını kaybetti. Aile, emekçinin sigortasının 16.57’de yapıldığını ortaya çıkardı.
Türkiye’de iş kazalarında her gün ortalama 4-5 personel hayatını kaybediyor. Bilhassa inşaat emekçileri ölümlerde birinci sıralarda yer alıyor. Yurtharicinde yıllardır sıfır mevtle iş yapan büyük müteahhitlerin Türkiye’de yaptığı inşaatlarda bile onlarca emekçi hayatını kaybediyor. Yetkililer bu ölümlerin temel sebebini denetimsizlik olarak gösteriyor.
Anayasa Mahkemesi’ne kadar ulaşan belgede bir inşaat personeli ölümündeki savlar bahsin korkutucu boyutlara ulaştığını açıkça ortaya koyuyor:
İnşaat personeli H.C. Kayseri’de bulunan özel bir elektrik firmasına ilişkin binanın inşaatında beton kalıp personeli olarak çalışırken yüksekten düşerek yaralandı.
Olay yerinde bulunan inşaat personellerinin ortak beyanına nazaran kaza 16.00 civarında meydana geldi.
Hastane 100 metre aralıktaydı fakat teze göre 112 acil servis çabucak aranmadı. Zira emekçi sigortasız çalışıyordu. Müteahhit başına gelecekleri biliyordu.
İnternetten SGK’ya kayıt yapıldı. SGK kaydının 16.57’de yapıldığı tüm kayıtlarda açıkça görünüyordu.
Emekçi artık Ambulans 2 dakikada olay yerine geldi. Çabucak 100 metre arada bulunan özel hastaneye sevkedildi. Hekimin imzaladığı tutanağa bakılırsa saat yaralı personel Acil Servis’e girdiğinde saat 17.02 olmuştu.
Solonumu durmuş biçimde gelen yaralı emekçi hayata döndürüldü fakat hayati tehlikesi sürüyordu.
Hekimler, Yıldız Cingöz’e eşinin hastaneye geç getirildiği ve beyninin bu niçinle oksijensiz kaldığı tarafında bilgi verdi.
Olayın yaşandığında tarih 8 Temmuz 2015’ti. H.C. tüm tedavilere karşın 5 Eylül 2015 günü hayatını kaybetti.
BİR PERSONEL HAYATININ BEDELİ 27 BİN 300 TL
Müteahhit M.C. yargılama sonunda taksirle bir kişinin vefatına niye olma cürmü sabit bulunarak 3 yıl mahpusla cezalandırıldı. Mahkemeye saygılı tavranıdan cezaz 2 yıl 6 aya indirildi. O da 27 bin 300 TL para cezasına çevrildi. İstinafta ceza katılaştı.
Fakat tüm yargılama süreci boyunca ailenin tüyler ürperten bir savı görmezden gelindi. Aile H.C.’nin sigortasının kaza yaşandıktan daha sonra 16.57’de yapıldığını ortaya çıkardı.
H.C.’nin eşi Yıldız Cingöz Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Dilekçesinde eşinin hastaneye sevkinin, toplumsal güvenlik kaydının yapılması gayesiyle kasıtlı olarak geç gerçekleştirildiğini, ağır yaralı biçimde bekletildiğini, bu savının mahkemelerce hiç değerlendirilmediğini savundu.
Yüksek mahkeme yaptığı incelemede şu tespitlerde bulundu:
KAZA ANI 16.00: Kolluk vazifelileri tarafınca olaya ait tutanak ve raporlarda kaza anı 16.30 olarak kayıt altına alınmış ise de inşaatta çalışan ve olaya şahit olan çalışanlar, kazanın çabucak ardından alınan sözlerinde olay saatini 16.00 olarak beyan etmiştir.
SGK KAYDI 16.57: Müracaatçı tarafınca istinaf evresinde sunulan dokümana nazaran H.C.nin toplumsal güvenlik kaydı olay günü saat 16.57’de gerçekleştirilmiştir.
AMBULANS 2 DAKİKADA GELDİ: İşçiler ayrıyeten Acil Servis ambulansının çağrıldıktan fazlaca kısa bir süre daha sonra -2/5 dakika- olay yerine geldiğini belirtmiştir.
17.02’DE HASTANEDE: Hekim tarafınca imza edilen tutanağa bakılırsa H.C. saat 17.02’de hastaneye getirilmiştir.
100 METREYE BİR SAATTE SEVKEDİLDİ: Kelam konusu deliller/tespitler/iddialar (ifade, tutanak vb.) dikkate alındığında saat 16.00’da iş kazası geçiren H.C., çok kısa müddette olay yerine gelen ambulansa ve 100-200 metre arada bulunan hastaneye karşın bir saat üzere bir süre daha sonra hastaneye gdolayılebilmiştir.
Ailenin bu tezinin rastgele bir biçimde karşılanmaması, soruşturma makamının olayın seyrini aydınlatmaya yönelik süreçlerinden kuşku duyulmasını gerektirecek, yürütülen soruşturmanın derinliği ve ciddiyeti üzerinde kuşku uyandıracak kıymetli bir eksikliktir.
KARAR: ÖMÜR HAKKI İHLAL EDİLDİ
Açıklanan münasebetlerle;
Ailenin avukatı Nihal Başpınar Akınca, müteahhidin bir tek gün bile tutuklu kalmadığını, taksirle adam öldürmekten yalnızca 27 bin TL ceza alarak kurtulduğunu hatırlatarak, “Bugüne kadar argümanımız derece mahkemelerce dikkate alınmamıştı. Lakin Anayasa Mahkemesi’nin sonucundan daha sonra bir daha yargılama yapılacak. Taksirle adam öldürmekten yargılanan müteahhit artık şuurla taksirle adam öldürmekle yargılanabilecek” dedi.
Türkiye’de iş kazalarında her gün ortalama 4-5 personel hayatını kaybediyor. Bilhassa inşaat emekçileri ölümlerde birinci sıralarda yer alıyor. Yurtharicinde yıllardır sıfır mevtle iş yapan büyük müteahhitlerin Türkiye’de yaptığı inşaatlarda bile onlarca emekçi hayatını kaybediyor. Yetkililer bu ölümlerin temel sebebini denetimsizlik olarak gösteriyor.
Anayasa Mahkemesi’ne kadar ulaşan belgede bir inşaat personeli ölümündeki savlar bahsin korkutucu boyutlara ulaştığını açıkça ortaya koyuyor:
İnşaat personeli H.C. Kayseri’de bulunan özel bir elektrik firmasına ilişkin binanın inşaatında beton kalıp personeli olarak çalışırken yüksekten düşerek yaralandı.
Olay yerinde bulunan inşaat personellerinin ortak beyanına nazaran kaza 16.00 civarında meydana geldi.
Hastane 100 metre aralıktaydı fakat teze göre 112 acil servis çabucak aranmadı. Zira emekçi sigortasız çalışıyordu. Müteahhit başına gelecekleri biliyordu.
İnternetten SGK’ya kayıt yapıldı. SGK kaydının 16.57’de yapıldığı tüm kayıtlarda açıkça görünüyordu.
Emekçi artık Ambulans 2 dakikada olay yerine geldi. Çabucak 100 metre arada bulunan özel hastaneye sevkedildi. Hekimin imzaladığı tutanağa bakılırsa saat yaralı personel Acil Servis’e girdiğinde saat 17.02 olmuştu.
Solonumu durmuş biçimde gelen yaralı emekçi hayata döndürüldü fakat hayati tehlikesi sürüyordu.
Hekimler, Yıldız Cingöz’e eşinin hastaneye geç getirildiği ve beyninin bu niçinle oksijensiz kaldığı tarafında bilgi verdi.
Olayın yaşandığında tarih 8 Temmuz 2015’ti. H.C. tüm tedavilere karşın 5 Eylül 2015 günü hayatını kaybetti.
BİR PERSONEL HAYATININ BEDELİ 27 BİN 300 TL
Müteahhit M.C. yargılama sonunda taksirle bir kişinin vefatına niye olma cürmü sabit bulunarak 3 yıl mahpusla cezalandırıldı. Mahkemeye saygılı tavranıdan cezaz 2 yıl 6 aya indirildi. O da 27 bin 300 TL para cezasına çevrildi. İstinafta ceza katılaştı.
Fakat tüm yargılama süreci boyunca ailenin tüyler ürperten bir savı görmezden gelindi. Aile H.C.’nin sigortasının kaza yaşandıktan daha sonra 16.57’de yapıldığını ortaya çıkardı.
H.C.’nin eşi Yıldız Cingöz Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Dilekçesinde eşinin hastaneye sevkinin, toplumsal güvenlik kaydının yapılması gayesiyle kasıtlı olarak geç gerçekleştirildiğini, ağır yaralı biçimde bekletildiğini, bu savının mahkemelerce hiç değerlendirilmediğini savundu.
Yüksek mahkeme yaptığı incelemede şu tespitlerde bulundu:
KAZA ANI 16.00: Kolluk vazifelileri tarafınca olaya ait tutanak ve raporlarda kaza anı 16.30 olarak kayıt altına alınmış ise de inşaatta çalışan ve olaya şahit olan çalışanlar, kazanın çabucak ardından alınan sözlerinde olay saatini 16.00 olarak beyan etmiştir.
SGK KAYDI 16.57: Müracaatçı tarafınca istinaf evresinde sunulan dokümana nazaran H.C.nin toplumsal güvenlik kaydı olay günü saat 16.57’de gerçekleştirilmiştir.
AMBULANS 2 DAKİKADA GELDİ: İşçiler ayrıyeten Acil Servis ambulansının çağrıldıktan fazlaca kısa bir süre daha sonra -2/5 dakika- olay yerine geldiğini belirtmiştir.
17.02’DE HASTANEDE: Hekim tarafınca imza edilen tutanağa bakılırsa H.C. saat 17.02’de hastaneye getirilmiştir.
100 METREYE BİR SAATTE SEVKEDİLDİ: Kelam konusu deliller/tespitler/iddialar (ifade, tutanak vb.) dikkate alındığında saat 16.00’da iş kazası geçiren H.C., çok kısa müddette olay yerine gelen ambulansa ve 100-200 metre arada bulunan hastaneye karşın bir saat üzere bir süre daha sonra hastaneye gdolayılebilmiştir.
Ailenin bu tezinin rastgele bir biçimde karşılanmaması, soruşturma makamının olayın seyrini aydınlatmaya yönelik süreçlerinden kuşku duyulmasını gerektirecek, yürütülen soruşturmanın derinliği ve ciddiyeti üzerinde kuşku uyandıracak kıymetli bir eksikliktir.
KARAR: ÖMÜR HAKKI İHLAL EDİLDİ
Açıklanan münasebetlerle;
- Ömür hakkının ihlal edildiğine ait tezin KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
- Anayasa’nın 17. unsurunda garanti altına alınan ömür hakkının tesirli soruşturma yükümlülüğü bakımından İHLAL EDİLDİĞİNE,
- sonucun bir meselain hayat hakkının tesirli soruşturma yükümlülüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için bir daha yargılama yapılmak üzere Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesine (İhlal E.2017/328, K.2017/1012 sayılı karara ilişkindir.) GÖNDERİLMESİNE,
- Tazminat talebinin REDDİNE,
- sonucun bir meselain Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/1/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Ailenin avukatı Nihal Başpınar Akınca, müteahhidin bir tek gün bile tutuklu kalmadığını, taksirle adam öldürmekten yalnızca 27 bin TL ceza alarak kurtulduğunu hatırlatarak, “Bugüne kadar argümanımız derece mahkemelerce dikkate alınmamıştı. Lakin Anayasa Mahkemesi’nin sonucundan daha sonra bir daha yargılama yapılacak. Taksirle adam öldürmekten yargılanan müteahhit artık şuurla taksirle adam öldürmekle yargılanabilecek” dedi.