Sistemli ne demektir felsefe ?

Ilayda

Yeni Üye
Sistemli Ne Demektir Felsefe? Düşüncenin Disipline Edilmiş Hâli Üzerine

Forumdaşlar, bazen hepimizin aklına gelir: “Felsefe neden bu kadar karmaşık geliyor?” Aslında felsefenin doğasında karmaşa değil, düzen vardır. Ancak bu düzenin kendisi, herkesin aynı anda anlayabileceği bir sistem değil. Bugün sizlerle “sistemli” olmanın felsefede ne anlama geldiğini konuşmak istedim. Çünkü bu konu sadece kitap sayfalarında değil, yaşamın içinde de karşımıza çıkan bir düşünme biçimi.

Sistemli Olmak: Düşüncenin Mimarisi

Felsefede “sistemli olmak”, düşüncelerin rastgele değil, belli bir düzen, tutarlılık ve bütünlük içinde ortaya konması anlamına gelir. Bir filozof için sistem, tıpkı bir mimarın tasarımı gibidir: her taşın bir anlamı, her sütunun bir işlevi vardır.

Antik Yunan’dan beri filozoflar sistemli düşünmeyi, hakikate ulaşmanın en güvenilir yolu olarak görmüşlerdir. Örneğin, Aristoteles doğayı anlamak için sınıflandırma yöntemini geliştirerek sistematik felsefenin ilk büyük adımlarını attı. Onun ardından Kant, bilgiyle ahlakı, akılla deneyimi bir araya getiren dev bir sistem kurdu. Hegel ise tarihi, insan bilincinin gelişim süreci olarak ele alıp düşüncenin sistemli akışını tarihle harmanladı.

Verilere göre, felsefe alanında yapılan akademik çalışmaların yaklaşık %70’i sistematik bir çerçeveye sahip. Bu, filozofların düşüncelerini belli bir metodolojiyle temellendirdiğini gösteriyor. Yani sistemli olmak, felsefede bir tercih değil, neredeyse bir zorunluluk.

Felsefede Sistem: Karmaşanın İçinde Düzen Arayışı

Sistemli düşünceyi anlamak için aslında bir örnek yeterli: hayat.

Günlük yaşantımızda da sistemli olmak, düşüncelerimizi organize etmek demektir. Sabah kalktığımızda ne giyeceğimizden, akşam ne düşüneceğimize kadar birçok şey aslında bir sistemin ürünüdür. Felsefe de bu düzeni bilinçli hâle getiren disiplindir.

Bir düşünürün sistemli olması, sadece fikirlerinin mantıksal olarak tutarlı olması değil, aynı zamanda birbirini tamamlaması anlamına gelir. Descartes’ın “Düşünüyorum, öyleyse varım” cümlesi tek başına bir düşünce değildir; bir sistemin çekirdeğidir. Bu çekirdekten bilgi, varlık, Tanrı ve insan anlayışı gibi dallar çıkar.

Erkeklerin Sistemli Felsefeye Bakışı: Pratiklik ve Sonuç Arayışı

Erkeklerin düşünme biçiminde sıklıkla görülen bir özellik vardır: sonuç odaklılık. Veriler bunu destekliyor; bilişsel psikoloji araştırmalarına göre erkekler genellikle soyut kavramları anlamlandırırken pratik örnekler ve sonuçlar arar. Bu, felsefeye yaklaşımlarında da kendini belli eder.

Forumlarda yapılan tartışmalarda erkek kullanıcıların “Sistemli olmak ne işe yarıyor?”, “Gerçek hayata katkısı ne?” gibi sorular sorması bu eğilimi yansıtıyor. Onlar için sistemli düşünce, sadece teorik bir çerçeve değil, bir “yol haritası”dır.

Bir erkek filozof örneğiyle bunu somutlaştıralım: Kant. Onun felsefesi, evrenin ahlaki düzenini akıl yoluyla kavramaya çalışan bir yapıydı. Kant, düşüncelerini adım adım kurdu; her fikir, bir öncekine dayanıyordu. Erkek mantığının “planlama” refleksi burada da görülür: hiçbir şey rastgele değildir, her şeyin bir nedeni vardır.

Kadınların Felsefede Sistemli Olmaya Bakışı: Duygusal ve Topluluk Odaklı Perspektif

Kadın düşünürler ve kadın dinleyiciler açısından sistemli olmak, yalnızca düzenli düşünmek değil, anlamı ilişkisellik içinde kurmaktır.

Veriler, kadınların düşünme süreçlerinde “bağ kurma” ve “bütünlük” arayışının daha belirgin olduğunu gösteriyor. Onlar için sistem, bir yapıdan çok bir örgüdür; duygular, deneyimler ve insanlar arasında örülmüş bir anlam ağı.

Simone de Beauvoir’ın “İkinci Cins” adlı eseri buna mükemmel bir örnektir. Onun sistemi, kadının toplumdaki varoluşunu tarih, kültür, psikoloji ve etik üzerinden bütüncül olarak ele alır. Bu sistem, bir matematik formülü gibi değil; bir yaşam deneyiminin iç içe geçmiş halkaları gibidir.

Forumlarda kadın kullanıcılar genellikle şu ifadeleri kullanıyor: “Felsefede sistemli olmak, kalıba girmek değil, düşüncelerini paylaşılır kılmak demek.” Bu yaklaşım, kadınların sistem kavramını toplulukla birlikte düşünme eğilimini gösterir.

Günlük Hayatta Sistemli Düşüncenin İzleri

Felsefe sadece kitaplarda değil, sokakta da yaşar. Günlük kararlarımızda bile sistemli düşüncenin izleri vardır. Örneğin, birisi işten ayrılmak istiyorsa, bu kararı verirken önce nedenlerini değerlendirir, sonra olasılıkları tartar ve sonunda bir karar verir. Bu, küçük ölçekli bir “felsefi sistem”dir.

Bir hikâye anlatayım:

Bir forum üyesi, pandemi döneminde işini bırakıp kendi girişimini kurmaya karar vermişti. O süreçte defalarca “sistemli düşünmeyi” hayatına uyguladığını söyledi. Önce amaçlarını belirledi (ahlak felsefesi: niyet), sonra yöntemini planladı (epistemoloji: bilgi), ardından eyleme geçti (pratik felsefe: uygulama). Bu yolculuk aslında Aristoteles’in mantığından Spinoza’nın sistemine kadar uzanan bir düşünce zincirinin modern bir yansımasıydı.

Sistemli Olmanın Tehlikesi: Katılık mı, Tutarlılık mı?

Elbette sistemli olmak her zaman avantajlı değildir. Aşırı sistemli düşünce, bazen esnekliği öldürür. Felsefe tarihinden biliyoruz: Spinoza’nın mükemmel geometrik sistemi, her şeyin Tanrı’nın zorunluluğuna bağlandığı bir yapıya dönüşmüştü. Bu, bazı düşünürlerce “insanı özgürlükten uzaklaştırmak” olarak eleştirildi.

Bugün de benzer bir durum söz konusu. Sistemli olmak isterken, düşüncelerimizi kalıba sokma tehlikesi var. Ancak felsefenin özü, sistem içinde özgür düşünebilmekte yatar. Tıpkı iyi bir müzisyenin notaları bozarak bile uyum yaratması gibi.

Sonuç: Felsefe Bir Yolculuktur, Haritası Sistemdir

Sistemli olmak felsefede, düşüncenin haritasını çizmektir. Bu harita, insanın kendi aklını keşfetmesini sağlar. Erkekler bu haritayı “nasıl gidilir?” diye okur, kadınlar ise “kimlerle gidilir?” diye. Ama sonuçta ikisi de aynı yere varır: anlamın merkezine.

Felsefe, sistemle başlar ama insanla tamamlanır. Çünkü her sistem, bir düşünürün kalbinden doğar; ve her düşünce, bir insanın hayatına dokunur.

Forumdaşlara Sorular:

- Sizce sistemli düşünmek hayatı kolaylaştırır mı, yoksa kısıtlar mı?

- Günlük kararlarınızda sistemli davrandığınızı düşünüyor musunuz?

- Kadınlar ve erkekler arasında “düşünceyi sistemleştirme” farkı gerçekten var mı?

- Felsefenin sistemli olma zorunluluğu, onun özgürlüğünü azaltır mı sizce?

Gelin, bu başlık altında birlikte düşünelim. Çünkü bazen en derin felsefe, forumda paylaşılan samimi bir cümlede gizlidir.