mudhaber
Aktif Üye
İzmir’de depremzedelerle bir ortaya gelen Bakan Soylu, “Allah bize ne kadar misyon verir onu bilemeyiz. Bu güç vakit içinderda nasıl el uzatırız diye bir anlayış içerisinde olup Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade ile nasıl vatandaşını bu zorluklardan çekip çıkarabilir anlayışıyla hareket ettik” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu İzmir programı kapsamında Seferihisar ilçesindeki Polis Kampı’nı ziyaret etti.
sonrasındasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Bayraklı ilçesinde depremzede vatandaşlar, TOKİ şantiye çalışanları ve AFAD çalışanları ile iftarda bir ortaya geldi. Programda konuşan Bakan Soylu şu sözleri kullandı;
*Dünyada hepinizin bildiği bir istikrar vardır. Toprak üstündeki yaşanmışlıklarla vatan olur. Beşerler bir ortaya geldiğinde bir topluluktur lakin birlikte zaferler, acılar, sevinçler yaşayınca o beşerler bir millet olur.
“SINAVI DAİMA birlikte AŞTIK”
*30 Ekim İzmir zelzelesi imtihanını biz milletimizin büyük fedakarlığı ve sabrıyla daima birlikte aştık. hiç bir fitneye, düzensizliğe fırsat vermeden tam bir dayanışma ortasında hem kurumlarımızın tıpkı zamandavletimizin tıpkı vakitte İzmirlilerin soğukkanlılığı ve gücüyle kuvvetli bir millet olmayı başararak çıktık. elbette acılarımız ve kayıplarımız oldu. 117 vatandaşımızı kaybettik. Çok şükür 104 vatandaşımızı enkaz altından çıkardık.
*Bütün o problemli süreci Allah’a şükürler olsun rastgele bir düzensizliğe, acizliğe meydan vermeden devletimizin kenetlenmesiyle çağdaş ve büyük bir devlete yakışır biçimde atlattık. Bugün hamdolsun bir iftar sofrasında beraberyiz. Son iki yıldır karşı karşıya kalmadığımız afet olmadı desem eksik söylemiş olmam.
*Malatya zelzelesinden çığ felaketine, vatandaşlarımızı kaybettiğimiz Giresun sel afetinden İzmir sarsıntısında hepinizin yaşadığı acılara kadar, tam iki buçuk yıldır yaşadığımız pandemide bütün dünyanın çektiği zorluklara kadar, bir taraftan Antalya ve Muğla’da tarihimizin en büyük orman yangınlarıyla karşı karşıya kalana kadar.
“ALLAH DEVLETTEN RAZI OLSUN NOKTASINA GELDİK”
*Allah bize ne kadar misyon verir onu bilemeyiz. Bu güç vakit içinderda nasıl el uzatırız diye bir anlayış içerisinde olup Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade ile nasıl vatandaşını bu zorluklardan çekip çıkarabilir anlayışıyla hareket ettik.
*İzmir sarsıntısında herkes elini taşının altına koydu. Sayın Cumhurbaşkanımız bizim o denli bir itimatla adım atmamızı sağladı ki bize bir şey söylemiş oldu; ‘Ben vatandaşımızın eksik bir şey söylemesini istemiyorum. Nasıl çözecekseniz çözün’ dedi. Bu ülkede sarsıntı olan yerlerde çocukluğumuzdan itibaren televizyonlarda daima gördük.
*Deprem olurdu, sel olurdu devlet bu işler bittikten daha sonra gelirdi. Anadolu beşerinin söylemiş olduği bir tek cümle vardı: ‘Nerede bu devlet?’ Sizin karşınızda boynu bükük olabilirdik. ‘Kusura bakmayın elimizdeki imkan bu kadar’ diyebilirdik. Devletin ne kadar imkanı var ise vatandaşımızın bu süreçte kaldığı zorlukları aşabilmek için önüne sermeyi kendimize vatandaşlık bakılırsavi değil, bir kardeşlik ve evlatlık vazifesi olarak gördük.
*’Nerede bu devlet’ anlayışından bu millet karşı karşıya kaldığımız bütün afetlerde ‘Allah devletten razı olsun’ noktasına geldi.
“TERÖR YUVALARI CUMHURİYETİN 100’ÜNCÜ YILINA VARAMAYACAK”
Milleti bu zorluklardan çıkarırken hiç bir hesabın yapılmadığını aktaran Bakan Soylu, şunları söylemiş oldu;
*hiç bir maliyetin altında bir hesaplamanın ortasında olmadık. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı bir tek şey söylemiş oldu; ‘Ben vatandaşımın yüzünün tebessüm etmesini istiyorum size verdiğim talimat budur. Ne yapıyorsanız yapın ve bu işi bitirin’ dedi. Biz tahminen Almanya kadar güçlü değiliz lakin Almanya’da yılbaşından hemilk evvel bir sel felaketi oldu.
*Kastamonu’daki sel felaketi ile birlikte yaşadık. Bizler devletimizin gücüyle hangi meskende, fabrikada bir kahır olduysa hepsine tek tek uzandık. Toplumsal konutlarla birlikte son iki yılda zelzele bölgelerinde 65 bin konut yapıldı.
*Bunun 41 bini yalnızca afet konutudur. Bir tek duamız var; Allah’ım ne olursun bizi bu millete mahcup etme. Biz milletin verdiği imkanları savurganlıkla kullansaydık bu millete mahcup olurduk. Bize itimat edin. Bize itimadın. Bu ülke bağımsız olsun. Bu ülke parçalanamaz bütünlüğü içerisinde olsun. Hiç merak etmeyin terör yuvaları Cumhuriyetin 100’üncü yılına varamayacak.
“UMUDU DA UNUTMADIK”
“Ne hoş söylemiş Hazreti Mevlana, ‘Kötü havalarda insan dosta aç olur. Bir ortaya gelse, dost dosta ilaç olur. Güller, tek tek bir şeye benzemez. Öbek öbek olunca baharlara tac olur.’ Biz millet olarak her vakit memnunluğu paylaşarak çoğaltıyoruz” diyen Bakan Kurum ise kelamlarını şu biçimde sürdürdü;
*Acıyı ve hüznü de bir daha paylaşarak azaltıyoruz. Bundan tam 2 yıl evvel, bu sokaklarda, toz duman ortasında bir oraya bir buraya koşturuyorduk.
*O günleri unutmadık. Yitirdiğimiz canların kimi bir babaydı, konutunun direğiydi, sarsıntıda İzmir o direkleri yitirdi. Kimi, çabucak hemen daha çocuktu, meskenin sevinciydi, İzmir o gün o neşeyi tarihinin en büyük afetinde kaybetti.
*Emrah Apartmanı’nı, Hâkim Apartmanı’nı, Barış Sitesi’ni, Cumhuriyet Sitesi’ni unutmadık. Fakat biz, umudu da unutmadık. Umudu, bir an bile aklımızdan çıkarmadık.
“İZMİR TARİHİNİN EN BÜYÜK SARSINTI DÖNÜŞÜM ÇALIŞMASI”
İzmir’deki sarsıntıda Elif bebeğin kardeşi Umut’u kaybettiğini hatırlatan Bakan Kurum kelamlarını şöyleki sürdürdü:
*Ama tam 65 saat daha sonra tüm milletin umudu oldu. Elif’in ‘Ben hala buradayım’ diyen ellerine 85 milyon daima bir arada tutunduk. 91 saat daha sonra, toz değmiş saçlarıyla bile cenneti anımsatan mucizemizi, Ayda bebeğimizi kucakladık.
*O gün, birinci dakikalar itibariyle İzmirlilere bir kelam daha verdik. ‘Çocuklarımızı evvel kurtaracağız, daha sonra onlara en süratli biçimde yeni sıcak yuvalarını armağan edeceğiz. Hayatları inşallah bir daha başlayacak’ dedik.
*TOKİ’mizle, İzmir tarihinin en büyük sarsıntı dönüşüm çalışmasını başlattık. Hiç vakit kaybetmeden 5 bin 400 bağımsız ünitenin planlamasını yaptık, üretimine hızla başladık.
“PROJELERİMİZİ ETAP ETAP TAMAMLIYORUZ”
*İşte konutlarımızın imalinde çalışan kardeşlerimiz buradalar. Onların da eşsiz uğraşlarıyla tüm projelerimizi etap etap tamamlıyoruz, şimdi her gün yeni konut teslimlerimizi yapıyoruz. Bayraklı’da yerinde dönüşüm kapsamında bin 404 konut, 289 iş yeri yapıyoruz. Bunlardan 723 konut ve 164 iş yerini bitirdik.
*Önümüzdeki ay sonu itibariyle, 681 konutumuzu daha hak sahiplerine teslim etmeye başlayacağız. bir daha burada, rezerv konut kapsamında 3 bin 657 konut, 52 iş yeri yapıyoruz. Rezerv konutlarımızın da teslimine mayıs sonu itibariyle başlayacağız. İnşallah etaplar halinde yıl sonuna kadar tüm konutlarımızı İzmirli kardeşlerimize teslim etmenin, memnunluğunu bir daha sizlerle, daima bir arada yaşayacağız. DHA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu İzmir programı kapsamında Seferihisar ilçesindeki Polis Kampı’nı ziyaret etti.
sonrasındasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Bayraklı ilçesinde depremzede vatandaşlar, TOKİ şantiye çalışanları ve AFAD çalışanları ile iftarda bir ortaya geldi. Programda konuşan Bakan Soylu şu sözleri kullandı;
*Dünyada hepinizin bildiği bir istikrar vardır. Toprak üstündeki yaşanmışlıklarla vatan olur. Beşerler bir ortaya geldiğinde bir topluluktur lakin birlikte zaferler, acılar, sevinçler yaşayınca o beşerler bir millet olur.
“SINAVI DAİMA birlikte AŞTIK”
*30 Ekim İzmir zelzelesi imtihanını biz milletimizin büyük fedakarlığı ve sabrıyla daima birlikte aştık. hiç bir fitneye, düzensizliğe fırsat vermeden tam bir dayanışma ortasında hem kurumlarımızın tıpkı zamandavletimizin tıpkı vakitte İzmirlilerin soğukkanlılığı ve gücüyle kuvvetli bir millet olmayı başararak çıktık. elbette acılarımız ve kayıplarımız oldu. 117 vatandaşımızı kaybettik. Çok şükür 104 vatandaşımızı enkaz altından çıkardık.
*Bütün o problemli süreci Allah’a şükürler olsun rastgele bir düzensizliğe, acizliğe meydan vermeden devletimizin kenetlenmesiyle çağdaş ve büyük bir devlete yakışır biçimde atlattık. Bugün hamdolsun bir iftar sofrasında beraberyiz. Son iki yıldır karşı karşıya kalmadığımız afet olmadı desem eksik söylemiş olmam.
*Malatya zelzelesinden çığ felaketine, vatandaşlarımızı kaybettiğimiz Giresun sel afetinden İzmir sarsıntısında hepinizin yaşadığı acılara kadar, tam iki buçuk yıldır yaşadığımız pandemide bütün dünyanın çektiği zorluklara kadar, bir taraftan Antalya ve Muğla’da tarihimizin en büyük orman yangınlarıyla karşı karşıya kalana kadar.
“ALLAH DEVLETTEN RAZI OLSUN NOKTASINA GELDİK”
*Allah bize ne kadar misyon verir onu bilemeyiz. Bu güç vakit içinderda nasıl el uzatırız diye bir anlayış içerisinde olup Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade ile nasıl vatandaşını bu zorluklardan çekip çıkarabilir anlayışıyla hareket ettik.
*İzmir sarsıntısında herkes elini taşının altına koydu. Sayın Cumhurbaşkanımız bizim o denli bir itimatla adım atmamızı sağladı ki bize bir şey söylemiş oldu; ‘Ben vatandaşımızın eksik bir şey söylemesini istemiyorum. Nasıl çözecekseniz çözün’ dedi. Bu ülkede sarsıntı olan yerlerde çocukluğumuzdan itibaren televizyonlarda daima gördük.
*Deprem olurdu, sel olurdu devlet bu işler bittikten daha sonra gelirdi. Anadolu beşerinin söylemiş olduği bir tek cümle vardı: ‘Nerede bu devlet?’ Sizin karşınızda boynu bükük olabilirdik. ‘Kusura bakmayın elimizdeki imkan bu kadar’ diyebilirdik. Devletin ne kadar imkanı var ise vatandaşımızın bu süreçte kaldığı zorlukları aşabilmek için önüne sermeyi kendimize vatandaşlık bakılırsavi değil, bir kardeşlik ve evlatlık vazifesi olarak gördük.
*’Nerede bu devlet’ anlayışından bu millet karşı karşıya kaldığımız bütün afetlerde ‘Allah devletten razı olsun’ noktasına geldi.
“TERÖR YUVALARI CUMHURİYETİN 100’ÜNCÜ YILINA VARAMAYACAK”
Milleti bu zorluklardan çıkarırken hiç bir hesabın yapılmadığını aktaran Bakan Soylu, şunları söylemiş oldu;
*hiç bir maliyetin altında bir hesaplamanın ortasında olmadık. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı bir tek şey söylemiş oldu; ‘Ben vatandaşımın yüzünün tebessüm etmesini istiyorum size verdiğim talimat budur. Ne yapıyorsanız yapın ve bu işi bitirin’ dedi. Biz tahminen Almanya kadar güçlü değiliz lakin Almanya’da yılbaşından hemilk evvel bir sel felaketi oldu.
*Kastamonu’daki sel felaketi ile birlikte yaşadık. Bizler devletimizin gücüyle hangi meskende, fabrikada bir kahır olduysa hepsine tek tek uzandık. Toplumsal konutlarla birlikte son iki yılda zelzele bölgelerinde 65 bin konut yapıldı.
*Bunun 41 bini yalnızca afet konutudur. Bir tek duamız var; Allah’ım ne olursun bizi bu millete mahcup etme. Biz milletin verdiği imkanları savurganlıkla kullansaydık bu millete mahcup olurduk. Bize itimat edin. Bize itimadın. Bu ülke bağımsız olsun. Bu ülke parçalanamaz bütünlüğü içerisinde olsun. Hiç merak etmeyin terör yuvaları Cumhuriyetin 100’üncü yılına varamayacak.
“UMUDU DA UNUTMADIK”
“Ne hoş söylemiş Hazreti Mevlana, ‘Kötü havalarda insan dosta aç olur. Bir ortaya gelse, dost dosta ilaç olur. Güller, tek tek bir şeye benzemez. Öbek öbek olunca baharlara tac olur.’ Biz millet olarak her vakit memnunluğu paylaşarak çoğaltıyoruz” diyen Bakan Kurum ise kelamlarını şu biçimde sürdürdü;
*Acıyı ve hüznü de bir daha paylaşarak azaltıyoruz. Bundan tam 2 yıl evvel, bu sokaklarda, toz duman ortasında bir oraya bir buraya koşturuyorduk.
*O günleri unutmadık. Yitirdiğimiz canların kimi bir babaydı, konutunun direğiydi, sarsıntıda İzmir o direkleri yitirdi. Kimi, çabucak hemen daha çocuktu, meskenin sevinciydi, İzmir o gün o neşeyi tarihinin en büyük afetinde kaybetti.
*Emrah Apartmanı’nı, Hâkim Apartmanı’nı, Barış Sitesi’ni, Cumhuriyet Sitesi’ni unutmadık. Fakat biz, umudu da unutmadık. Umudu, bir an bile aklımızdan çıkarmadık.
“İZMİR TARİHİNİN EN BÜYÜK SARSINTI DÖNÜŞÜM ÇALIŞMASI”
İzmir’deki sarsıntıda Elif bebeğin kardeşi Umut’u kaybettiğini hatırlatan Bakan Kurum kelamlarını şöyleki sürdürdü:
*Ama tam 65 saat daha sonra tüm milletin umudu oldu. Elif’in ‘Ben hala buradayım’ diyen ellerine 85 milyon daima bir arada tutunduk. 91 saat daha sonra, toz değmiş saçlarıyla bile cenneti anımsatan mucizemizi, Ayda bebeğimizi kucakladık.
*O gün, birinci dakikalar itibariyle İzmirlilere bir kelam daha verdik. ‘Çocuklarımızı evvel kurtaracağız, daha sonra onlara en süratli biçimde yeni sıcak yuvalarını armağan edeceğiz. Hayatları inşallah bir daha başlayacak’ dedik.
*TOKİ’mizle, İzmir tarihinin en büyük sarsıntı dönüşüm çalışmasını başlattık. Hiç vakit kaybetmeden 5 bin 400 bağımsız ünitenin planlamasını yaptık, üretimine hızla başladık.
“PROJELERİMİZİ ETAP ETAP TAMAMLIYORUZ”
*İşte konutlarımızın imalinde çalışan kardeşlerimiz buradalar. Onların da eşsiz uğraşlarıyla tüm projelerimizi etap etap tamamlıyoruz, şimdi her gün yeni konut teslimlerimizi yapıyoruz. Bayraklı’da yerinde dönüşüm kapsamında bin 404 konut, 289 iş yeri yapıyoruz. Bunlardan 723 konut ve 164 iş yerini bitirdik.
*Önümüzdeki ay sonu itibariyle, 681 konutumuzu daha hak sahiplerine teslim etmeye başlayacağız. bir daha burada, rezerv konut kapsamında 3 bin 657 konut, 52 iş yeri yapıyoruz. Rezerv konutlarımızın da teslimine mayıs sonu itibariyle başlayacağız. İnşallah etaplar halinde yıl sonuna kadar tüm konutlarımızı İzmirli kardeşlerimize teslim etmenin, memnunluğunu bir daha sizlerle, daima bir arada yaşayacağız. DHA